Bitkisel tasarım; doğa, insan ve içinde bulunduğu toplum arasındaki üçlü ilişkiden doğan bir sanat dalıdır. Bitkisel tasarımda estetik ve işlevsel değer sağlamak, bitkilerin yaprak rengi, şekli, gövde kabuğu, dallanma şekli (habitusu), mevsimsel değişimi, gölge etkisi gibi doğal güzelliklerin sayesinde çok seçenekli bir konudur.
.
Bitkisel tasarımın ilk amacı; mekâna işlevsel olarak katkıda bulunmak ve bu şekilde kullanıcıların isteklerine cevap verebilmektir. Bitkisel tasarım sayesinde bitki toplulukları tanınır ve yaban hayatı için iyi bir yaşam ortamı temin edilir. Ayrıca bitkiler, yeni vejetasyonlar oluşturulmasını sağlayarak, doğa
ile insan arasındaki dengenin sağlanmasına yardımcı olur.
Bitkisel tasarımda farklı renklerin kullanımı, insanların dikkatini çeker. İnsanların yaşadıkları çevreden değişik algı yolları ile kazandıkları bilgilerin yaklaşık %95’inin görsel algı yolu ile olması sebebiyle fiziki ortam öğelerinden biri olan ‘ışık’ büyük önem kazanmaktadır.
.
Renkler psikolojik algı özelliklerine göre, sıcak ve soğuk olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Sıcak renkler, kırmızı, turuncu, kırmızımsı sarılardır. Soğuk renkler ise, mavi, yeşil ve yeşilimsi sarılardır.
Bazı renkler, iç daraltıcı, sıkıcı bulunduğu gibi bazı renkler de, insan üzerinde ferahlık, genişlik duygusu yaratmaktadır. Bu özellikleriyle renkler, uyarıcı oldukları kadar bunaltıcı, yapıcı oldukları kadar da yıkıcı, itici ya da çekici olabilmektedirler.
Renklerin psikolojiye olan etkilerini daha detaylı olarak burada ve bu linkte bulabilirsin.
Ayrıca renkler sayesinde bir nesne daha yakın durduğu gibi olduğundan daha uzak da algılanabilmektedir. Dolayısıyla tıpkı aydınlatma konusunda olduğu gibi renklerin kullanımı da insan gözünde yanılsama yaratmaktadır