Blog Makale

3. Vitoria-Gasteiz Yeşil Başkenti

Vitoria-Gasteiz Avrupa’nın üçüncü yeşil başkenti olarak 2012 yılında seçilmiş olup, köklü bir tarih geçmişine sahiptir. Kent çeperinde bulunan ekolojik yönden oldukça zengin olan çevrenin korunup, kullanılması amacıyla kent yerleşimi radyal gelişim göstermektedir. 

Üç dairesel kentsel bölgeden oluşan Vitoria-Gasteiz’in birinci halkasını kent merkezi oluştururken, merkezi çevreleyen yarı-doğal bölge olarak nitelendirilen “Yeşil Bant”ta ikinci halkayı oluşturmaktadır. Doğanın kent içine gelmesini sağlayan ve doğal habitatları da kentin oluşturacağı tehditlerden koruyan ikinci halka, bir tampon bölge olarak stratejik şekilde eko-rekreasyonel koridorlara göre konumlandırılmıştır.

Vitoria-Gasteiz, iş merkezleri, konut alanları ve rekreasyonel alanlarının iç içe yer aldığı, yaşam kalitesi yüksek kozmopolit bir kent olması bakımından öne çıkmaktadır. Şehrin yoğun ve başarılı düzenlenmiş kent dokusunu, uzun yıllardır süre gelen planlama sistematiğine borçlu olduğu söylenebilmektedir. Şehir plancıları, 2000 yılından beri yaşanan yıllık %7’lik nüfus artışına rağmen kentsel yayılmayı kentin mevcut dokusunda yer vererek engellemeyi başarmışlardır. Nüfusun %81’i merkezin 1,5 km’lik çeperinde yaşamakta ve %95’i eğitim, sağlık, kültür gibi temel servislere 500 m içerisinde erişim sağlayabilmektedir.

Teknoloji parkı ve araştırma merkezi ile birlikte yeşil inovasyon ve alternatif enerji türleri gibi farklı sektörlerden geniş kitlelerin de dikkatini çekmektedir.

Vitoria-Gasteiz de 2006’da yürürlüğe konulan ve ana hedefi karbondioksit emisyonunu azaltmak olan 2006-2012 İklim Değişimini Engellemek için Stratejiler Yönetmeliği ile 2009’da %20 oranında bir değer sağlayarak başarıya ulaşmıştır. 2010-2020 İklim Değişikliği ile Mücadele Planı ile 2020’de sera etkisini %25 oranında azaltmayı hedeflemektedir.

Erişilebilirliğin bu derece yüksek olduğu bir kentte karayolu ulaşımına talebin az olması da sürdürülebilir ulaşım sistemleri için örnek teşkil etmektedir. Raylı sistemler ve ulaşım ağları ile sürdürülebilir doğa dostu ulaşım ve toplu taşıma sistemleri etkili bir şekilde kullanılmaktadır. Kent içindeki yolculukların çoğunluğu yaya olarak gerçekleşmektedir. Tüm bunlar dâhilinde kentliler 300 metrelik erişim mesafesi içinde en az bir açık kamusal yeşil alana ulaşabilmektedir.

Yeşil alanların kent içerisinde eşit dağılımı göz önüne alınarak planlanıp, kentsel yeşil alanlar, yaya yolları ve bisiklet yolları ile entegre edilerek doğanın kente getirilmesini başarmışlardır. Yoğun kentsel yeşil alanların içinde bahçecilik yapabilecek alanlar da yer almaktadır. Ayrıca kentte çöpleri toplandığı boru sistemleri bulunmaktadır.

Yazı dizimizin bu bölümünde 3. Yeşil Başkenti Vitoria-Gasteiz’den kısaca bahsetmeye çalıştım. Bir sonraki bölümde 4. Yeşil Başkent olan Fransa’nın Nantes kentinden bahsedeceğim.

Görüşmek dileklerimle.

Doğayla kalın.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir