Bristol, Avrupa’nın altıncı yeşil başkenti olarak bu ödüle 2015 yılında layık görülmüştür.
Gelişmiş bir liman ve sanayi kenti olan Bristol’un üçte biri yeşil alanlardan oluşmaktadır. Çalışma alanlarına yürüyerek gidebilen kent halkı, park ve yeşil alanlara 300 metre mesafe içerisinde ulaşabilmektedir.
Enerji verimliliği ve karbon salınım oranı farkındalığıyla düşük karbon ekonomisi sayesinde istihdam sağlayabilmektedir. Şehirde iklim değişikliğine Karşı Koruma ve Sürdürülebilirlik Stratejisi, 2026 Yerel Ulaşım Planı ile 2000 yılından beri şehirdeki çevresel şartları iyileştirmeye ve iklim değişikliğine şehrin olan etkisini azaltmaya çalışmaktadır.
Kentte, toplu taşıma ve bisiklet kullanımını özendirilip, özel araç kullanımının azaltılmasını başarmışlardır. Ekonomik olarak büyümesinin yanında bu politikalar sayesinde karbon salınım miktarlarını düzenli bir şekilde azaltmayı başarmış durumdadırlar.
Bristol kent meclisi yıllık sürdürülebilirlik raporu hazırlamakta ve bu raporla çevresel hedeflere ulaşılma durumunu değerlendirmektedir. Böylece sanayi kenti olan Bristol’da sanayinin çevre faktörlerine etkileri kontrol altına alınırken, yeşil ekonomik büyüme de güvence altına alınmaktadır. Bu yeşil ekonomik büyümeler çerçevesinde atık su dönüşüm tesislerinden kendi elektrik enerjilerini üretmektedirler.
Bristol’de 2005-2015 yılları arasında düşen enerji tüketimi yürürlükteki Enerji Verimliliği Programıyla sağlanmıştır. Bu azalma oranları ulaşıma % 11, ev kullanımına % 21, endüstri ve iş alanlarına ise % 26 olarak yansımıştır.
Yenilenebilir enerjiye önem veren kentte zamanla kaynak çeşitliliği yaratılmıştır. Bu kaynaklar arasında rüzgar enerjisi, güneş panelleri, atık biyogaz, güneş kaynaklı termal enerji ve kanalizasyon kaynaklarından biyogaz enerjisidir.
Bristol kenti atık stratejisinde son yıllarda geri dönüşüm ve katı atık sahalarının azaltılarak, kalıntı atıklarının ısıl işlemler yardımıyla enerji olarak geri kazanımında ve atıkların sahadan alınmasında önemli pay sahibi olmuştur.