Fiziksel Çevredeki Dengeleyici Özellikleri Bakımından Yeşil Çatı Sistemleri

Yeşil çatı sistemleri, binaların çatılarının bitki örtüsüyle kaplanarak doğal bir yaşam alanı yaratıldığı bir uygulamadır. Yeşil çatılar, binaların üstünde yer alan boş alanları yeşillendirerek çevresel, ekonomik ve sosyal faydalar sağlamaktadır.

Dünyada şehirlerin toplam nüfusu 20. yüzyılın başında 200 milyon kişiyken (dünya nüfusunun %15’i), 21. Yüzyılın başında 2,9 milyar kişiye (dünya nüfusunun %50’si) ulaşmıştır. Bu oran, günümüzde gezegenimizin yüzölçümünün %2,8’inin kentsel alanlarla kaplı olduğu anlamına gelmektedir.

19. yüzyılın sonlarından itibaren yerkürenin ortalama yüzey sıcaklığındaki artış nedeniyle küresel ısınma gittikçe önem kazanan bir konu olmaktadır. Kentleşme küresel ısınma açısından önemli bir etken durumuna gelmiştir. Kentlerdeki nüfus artışı ve insan faaliyetleri beraberinde kentlerdeki sıcaklık artışını getirmektedir. Kentleşmenin getirdiği olumsuz etkiler sonucunda, bu olumsuz etkilere karşı alınabilecek önlemlerden biri yeşil çatı sistemleri olarak değerlendirilmektedir. Bu sistemler büyük kentlerde yeşil alan kazanım seçeneklerinden biri olarak değerlendirilebilirler.

“Isı adası” terimi yapısal alanların yakınındaki kırsal alanlara göre daha sıcak olmasını tanımlamaktadır. Bu durum yaz aylarında enerji ihtiyacının artmasına, hava kirliliğine, sera gazı salınımlarının artmasına, sıcaklık nedenli hastalık ve ölümlerin oluşmasına ve su kirliliğinin artmasına neden olabilmektedir. Kentsel alanlarda oluşan ısı adası etkilerinin azaltılması ve kentte yaşayan insanların daha iyi bir çevrede yaşamasında en önemli bileşen yeşil dokudur. Bitkiler tarafından sağlanan gölgeleme, binanın soğutma yükünü azaltmakta ve bu sayede yapının kentsel ısı adası etkisine olan katkısını azaltmaktadır.

Yapılan çalışmalar, yeşil çatı sistemlerinin kentlerde kentsel ısı adası etkisinin azaltılmasında önemli bir rol üstlendiğini ortaya koymaktadır. Bunun en önemli nedeni, bitki örtüsünün gölgeleme etkisiyle yüzeyde oluşan sıcaklığı azaltma özelliğidir.

Kentlerdeki koyu ve geçirimsiz yüzeylerin ısınmasını önlemek için, bu yüzeylerin albedo (yansıtıcılık) etkisi arttırılmasının yanı sıra yeterli toprak nemi ile birlikte vejetasyon örtüsünü arttırarak evapotranspirasyonun oluşması sağlanabilmektedir. Bu konuda yeşil çatılar kentlerde önemli bir işleve sahiptir. 2003 yılında yapılan bir çalışmada Toronto kentindeki çatı yüzeylerinin %50’sinin yeşil çatılarla kaplanması sonucunda, kent merkezinde 2°C’lik bir sıcaklık düşüşü sağlanacağı tespit edilmiştir.

Yeşil çatı sistemlerinin çatı üzerine gelen yağışı %40-80 arasında tutabilme potansiyeli bulunmaktadır. Ancak bu durum iklimsel özelliklere ve çatının yapısal sistemine bağlı olarak değişim gösterebilmektedir. Yeşil çatı sistemlerinin yüzeysel akışı azaltma özellikleri arasındaki farklar yeşil çatı sisteminin özniteliğine ve hava koşullarına bağlıdır.

Büyük miktardaki yağışlar sırasında, yeşil çatılar suyu katmanlarında depolamakta ve bu katmanlar suya doyduktan sonra kalan suyu drenaj şebekesine aktarmaktadırlar. Vanwoert ve ark. (2005) yapmış olduğu çalışmaya göre, yeşil çatıların çatı üzerine gelen yağışın %80’den fazlasını tutabilme özelliği bulunduğu ortaya konulmuştur.

Connelly ve ark. (2005) 75 mm yetişme ortamına sahip, Sedum türleriyle bitkilendirilmiş bir yeşil çatı sisteminin su tutma kapasitesi yağışsız dönemde %86 – 94, yağışlı dönemde ise %13 – 18 arasında olduğunu tespit etmiştir. Bu durum yetişme ortamındaki nem miktarıyla ilişkilidir. Genel değerlendirmede ise, yeşil çatı sisteminin ortalama su tutma oranı %28 olarak ölçülmüştür. Bitkilendirmenin ise yetişme ortamı kadar su tutma kapasitesine etkisi bulunmamaktadır. Ancak vejetasyon transpirasyon özelliği nedeniyle bir gölge etkisi oluşturarak kentsel ısı adası etkisinin azaltılmasında önemli bir role sahiptir.

Makale ve tezlerden derlenmiştir.

Yeşil çatı sistemlerini buraya tıklayarak okuyabilirsin.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir